DEVA Partili Rızvanoğlu: İktidarın iletişim eksikliği komploları besledi
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu TBMM gündeminden çekilen İklim Kanunu teklifiyle ilgili kamuoyunda hızla yayılan dezenformasyonlara karşı uyarıda bulundu.

Rızvanoğlu, İklim Kanunu’na yönelik spekülasyonların iktidarın yetersiz bilgilendirme politikası nedeniyle kontrolden çıktığını söyleyerek “Yine sahnede onlar var: Bilimi değil, komplo teorilerini referans alan iklim inkarcıları. ‘İklim değişikliği yalanmış’, ‘İklim Kanunu gizli planmış’… Peki bu söylemlerin arkasında ne var? Gelin birlikte analiz edelim. İklim Kanunu geliyor diye ortalık karıştı! ‘İneğimi alacaklar’, ‘domates yasaklanacak’, ‘böcek yedirecekler’, ‘yapay et zorunlu olacak’, ‘her şeyimize karışacaklar’… Böyle böyle bir sürü söylenti dolaşıyor ortalıkta. Diyeceksiniz ki niçin buralara geldik. Çünkü bu kanun teklifini sunan iktidar, bu işin iletişimi doğru yapmadı. Getirdikleri kanun teklifine sahip bile çıkmadılar. Vatandaşlarımız bir sürü komplo teorisiyle baş başa kaldılar” dedi.
Rızvanoğlu komplo teorilerinin kanun teklifinin eksiklerinin önüne geçtiğini belirterek, “Siyasi görüş de fark etmiyor! Sağcı, solcu, muhafazakâr, liberal… Her kesimden, her partiden insan aynı komplo teorilerini dillendiriyor! Gerçekten inanılır gibi değil. Ama maalesef durum bu. Yukarıdan bir el bu konuda herkesi aynı çizgide buluşturmuş gibi. Bu bilgilerin çoğu da asılsız. İlk duyduğunuzda heyecan yaratabilir ama altını biraz eşelediğinizde ne bir bilimsel dayanağı var ne de mantıklı bir zemini… Sadece kulaktan kulağa yayılan, içi boş iddialar. Şimdi gelin, İklim Kanunu konusunda yanlışlar ne doğrular ne bakalım. Öncelikle şunu net bir şekilde söyleyelim: Bu yasa, iddia edildiği gibi sizin bahçenizde yetiştirdiğiniz bibere, kümesteki üç tavuğunuza ya da kuzunuza falan karışmıyor. İklim Kanunu’nun amacı aslında çok açık: Türkiye’nin kendi koşullarına ve kalkınma hedeflerine uygun şekilde, iklim krizine karşı mücadele etmek… Yani havamızı, suyumuzu, toprağımızı ve en önemlisi insanı korumak. Bunu yaparken de ekonomiyi tamamen göz ardı etmeden, yeşil büyümeye alan açmak. Ama iş burada bitmiyor. Çünkü ortada komplo teorileri kadar tehlikeli başka bir sorun daha var: Bu yasa teklifi, iklim krizinin ciddiyetine yakışır şekilde hazırlanmış değil. Ve ne yazık ki bu asılsız söylentiler yüzünden, asıl konuşmamız gereken bu eksiklikler arada kaynayıp gidiyor” ifadesinde bulundu.
Rızvanoğlu, İklim Kanunu'nun sanıldığının aksine gündelik hayatı ilgilendirmediğini şu ifadelerle anlattı:
“‘Yapay et geliyor, böcek yedirtecekler!’ Böyle iddialar dolaşıyor sosyal medyada. İklim Yasası’nda ne yapay et zorunlu tutuluyor ne de böcek yemek gibi bir düzenleme var. Yani, kimse sizin tabağınıza zorla çekirge koyacak değil! Aksine, tarımsal üretimin iklim koşullarına uyumlu hale gelmesini hedefliyor. Ama bu hedefin nasıl gerçekleşeceği, ne zaman ve kim tarafından yapılacağı belirsiz. O yüzden destekleyici ifadeler var ama somut planlar eksik. Yani süslü cümleler var ama arkasında somut bir plan yok. Bizim de itirazımız tam olarak bu noktada.”
Rızvanoğlu açıklamasında karbon vergisi karmaşasına da açıklık getirerek “Sık sorulan sorulardan biri de şu: ‘İklim Yasası çıkınca herkes vergi mi ödeyecek?’ Hayır. Bu yasa, vatandaşlara ya da çiftçilere bir karbon vergisi getirmiyor. Yani traktöre yasak yok. Bahçeye ceza yok. Ekstra vergi yok. Yasada, daha çok yüksek emisyon salımı yapan sanayi tesislerine yönelik kurallar var. Ama burada amaç ceza kesmek değil, emisyon ticaret sisteminden elde edilecek gelirlerle temiz üretim süreçlerine geçişi teşvik etmek… Bazı yorumlar da şöyle: ‘İklim Yasası tarımı bitirecekmiş!’ Bu da yanlış. İklim değişikliğinden en çok etkilenen alanlardan biri tarım. Kuraklık, sel, don olayları artık daha sık yaşanıyor. Bu yasa ne yapmaya çalışıyor? Tarım alanlarının devamlılığını sağlamayı, suyu daha verimli kullanmayı, çiftçiyi değişen iklim koşullarına karşı daha dirençli hale getirmeyi… Ama buradaki sıkıntı şu: Bu hedefler güzel ama nasıl yapılacağı belli değil. Kime, ne zaman, hangi destek verilecek? Net değil. İşte tam da bu yüzden biz diyoruz ki: Bu bölümler güçlendirilmeli… Çiftçiye sadece hedef değil, net yol haritası sunulmalı” dedi.
Rızvanoğlu İklim Kanunu’nun kimleri etkilediğini şu ifadelerle açıkladı:
“Şimdi asıl meseleye gelelim. Bu yasa en çok kimi etkileyecek? Öncelikle demir, çelik, çimento gibi çok fazla karbon salan ağır sanayi. Sonra, ihracat yapan üreticiler. Özellikle de ürününü Avrupa Birliği’ne satan firmalar. Yani bu yasa, en çok sanayiye ve ihracatçılara dokunuyor. Çünkü artık dünya ‘temiz üretim’ istiyor. Kirleten değil, dönüşen kazansın deniyor. Neden mi? Neden önemli derseniz… Çünkü Avrupa Birliği, Sınırda Karbon Düzenlemesi dediği bir sistem başlattı. Yani 2027 itibariyle, karbon salımı yüksek ürünlere ek maliyet getirmesi öngörülüyor. Türkiye bu dönüşümü içeride yapmazsa ne olur? Rekabet gücümüz düşer, ihracat pazarlarında ciddi kayıplar yaşanır. Yani bu yasa sadece çevre için değil, ekonomimiz için de bir zorunluluk. Eğer geçiş süreci adil, şeffaf ve destekleyici olmazsa… Üretici zorlanır, çevre de korunamaz.”
Milletvekili Rızvanoğlu kanunun eksiklerinin giderilmesine işaret ederek “İşte biz de tam burada devreye giriyoruz: Yasayı daha güçlü, daha adil hale getirmek için. Bakın… Ben bir muhalefet temsilcisi olarak şuna inanıyorum: Hakkı teslim etmek de eleştirmek kadar önemlidir. İklim Kanunu’nun Meclise gelmiş olması geç kalınmış ama yine de olumlu bir adım. Bu, artık iklim krizinin kimse tarafından inkâr edilemeyecek kadar ciddi bir sorun haline geldiğini gösteriyor. Ama bizim derdimiz şu: Bu yasa şeklen değil, gerçekten işe yarayan bir yasa olmalı. Ne eksik? Bilimsel hedefler, net bir takvim, adil bir geçiş planı, bağımsız denetim mekanizmaları ve en önemlisi parlamento denetimi… Yani altyapı eksik. Zaten bu yüzden de yasa, revize edilmek üzere Meclis gündeminden çekildi. Umarız ki bundan sonraki süreç, daha geniş bir katılımla, daha güçlü bir içerikle ilerler. Ve Türkiye’yi iklim krizine gerçekten hazırlayan bir yasa haline gelir” açıklamasında bulundu.
Hibya Haber Ajansı